Çemkirikler, üniversitenin bana vermiş olduğu en değerli hediyedir. Herşey ilk senemizde, 2.dönemin 3. Günü (hafızam çok konuştuğum ve bir olayı defalarca kez anlattığım için böyle net hatırlar) sınıfa İşletme bölümünden iki kişi geldi. Bolu da İktisat Kongresi için 5 kişi lazım dedi. Bütün sınıf şaşkınca suratlarına bakakaldık. Daha çömez sayılırız. İkinci dönem olmuş ama 1. Sınıfız işte:) Meltem, ben giderim dedi yazdırdı ismini biz hala şaşkın ördekler. İlk dönem iktisat notu yüksek olanları istiyor dekan dediler, benle Bilge biz varız dedik. (çalışkan öğrencilerdik:)) sonra Zeynep ve Esra da yazdırdı isimlerini. Evet ne zaman dedik, bu akşam dediler. Bir şok daha işte… Apar topar ailelerimizi aradık, izin ve para istedik:) dersi ektik, koştuk hazırlandık. Saat 18:00 de söylenen yerde elimizde bavullar beklemeye koyulduk. Gelen giden yoktu. Hatta keklendiğimizi bile düşündük, aman Allahım yüzyılın rezaleti olurdu heralde:) sonra otobüse bindik ve Bolu’ya gittik. İşte bu cadılar bu gezi ile kaynaşmış oldu.

Beni zaten tanıyorsunuz. Şimdi size kısaca onlardan bahsetmek isterim.

 

Bilge;
Grubun moda ikonu… Giydiği miniler, attığı yüksek sesli kahkahalar bazen bizi de zor duruma düşürse de biz onun bu cimcime halini sevdik. Aslen Malatyalı, okulda tanıştığım ve ilk günden kaynaştığım ilk arkadaşım olur kendisi. En sevdiği şey tabiki alışveriş yapmak:)

 

Zeynep;
Bizi toparlayan kişi. Bir gün çok sıkıldığımızda hadi bi çılgınlık yapıp tostosla İskenderuna gidelim dedim, demediği kalmadı. Mantığı hep önce gelir. Adanalı ve En sevdiği şey pasta yapmak:)
Esra;
En çemkiriğimiz sanırım:) Açık sözlüdür, hop diye lafı oturtuverir. Son derece titiz hatta bu özelliğinden ötürü birine kapıyı göstermişliği bile vardır:) Esra da Adanalı ve en sevdiği şey yemek yapmak.
Meltem ikinci sımıftan itibaren Çukurova üniversitesine geçti. Çok sık sayılmasa da görüşüyoruz:)
Şimdi ilk sınıftan mezuniyete kadar nasıl evrim geçirdiğimizi göreceksiniz. Umarım bana kızmazlar
bu fotoğrafları görünce:)
İşte bizi birleştiren o Bolu İktisat Kongresinden bir kare:) o zamanlar sarışındım, ne alakaysa.. Hepsi çocuk gibi görünürken ben şimdikinden bile yaşlı görünüyorum:)sene 2008, aylardan mart. İşte sonsuza kadar sürecek bu dostluğun temelleri orada atılmış oldu.
Bolu’dan sonra İstanbul’a geçtik günübirlik. Artık bağlasanız durmazdık, her boş anı bir faaliyetle doldurmaya çalıştık 4 sene boyunca. Orada bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür şarkısı eşliğinde toplaştık köye gittik erik toplamaya. Topladığımız tüm erikler bizim oldu:) ardından üzerimizdeki böcekleri temizlemek, tandırda katıklı ekmek yemek ve yayık ayranı içmek bizim en eğlenceli anılarımın ilki oldu.
Şu tiplere de bakın. O zaman iş güç yok tabi, mis gibi köy havası yüzümüzdeki gülümsemeler ve amaçsızlık üniversite birinci sınıfta olmanın vermiş olduğu rahatlık paha biçilemezdi…
Evet makyajsız, en doğal bir ortamda mutluluğun fotoğrafını çekilmiştik. O günleri derin bir özlemle anmaktayız.
Sene 2009 bir  doğum günü partisi kendi çapımızda Tipler patates gibi, Naim Amerika’daydı o dönem. Kızlar da yurttan ayrılıp ev tutunca günlerim gecelerim onlarla geçer olmuştu.
Bu benim 2010 senesi doğum günü kutlamam. Kampüsteydi artık evleri. Hayatımın en güzel doğum günlerinden biriydi.
Foto için kalktık ama kendimizi göbek atarken bulduk:)
Bu da işte 3. sınıfın sonlarına doğru. O zamanlar farkına vardık ki zaman geçmiş gidiyor. Baharla birlikte yeşilliklere attık her fırsatta kendimizi.
Akşam çıkmalarımız da vardı elbet. Hatta bizim için olaydı:) Kolay değildi ki hop deyince bara gitmek:) Eğlence bizim kod adımızdı:)
Bu da Bilge’ye yaptığımız bi sürpriz. Esra ve Zeynep’in yaş günleri yaza geldiği için onların doğum günlerinde hiç bir arada olamadık.  Bu konudan pek şikayetçilerdi ama yapacak birşey yoktu:)
Bu da 2010, artık 3. Sınıf olmuşuz. Ne çömezlik kalmış ne şaşkınlık. Büyümüşüz yani:) artık evleri kampüsün dibindeydi. Okulun açıldığı ilk haftaydı bu, apaçi dansının meşhur olduğu sene, kendi kendimize müzik açtık çılgınlar gibi eğlendik o gece. Hatta Zeynep’in ev arkadaşı Eylem bir saatten sonra aramıza katıldığında ne içtiniz kızlar bende içmek istiyorum deyince bayağı bi gülmüştük çünkü hiç bir şey içmemiştik:)
Hayatın tadını son sınıfa gelince çıkardık biz. Yani vaktimiz tükenince. Ayrılmaya yaklaşınca. Boş geçen her saniyeyi değerlendirmeye çabaladık. Her okul çıkışını, her boş dersi, her haftasonunu…
Elimizde tarakları mikrofon yapıp kendi çapımızda fasıl yapıyorduk akşamları. Bir gece ansızın şarkısında eğlenip, Kemancı şarkısında efkarlanıyorduk.
İçimizde vardı hep, gittik 80ler partisi yaptık:)

 

Sadece 45liklerin olduğu bir parti olsa dedik ve kendimiz düzenledik. Para da kazanmıştık hemde:) Vosvos aramalarım devam ediyordu o sıra. O gece karar verdik, içimizde bir şey kalmasın, ne istiyorsak yapalım bu sene…
Ocakta canımın içi tostosumun hayatımıza girmesiyle dünya bambaşka bir renk aldı:)
2011  mart ayında Ankara’da düzenlenen İktisat Kongresi için ödeneği kaptık okuldan ve Hilda’nın yanına gittik.

Ankara’da 5 gün Hilda’da kaldık. Öyle güzeldi ki… İşte Çemkirikler ismi bize orada verildi. 5. günün sonunda dönüş saatimizi beklerken bir anda Hilda’nın başına üşüştük ve fotoğrafarımızı renklendirmesini istedik. Hilda’nın attığı Yeter narasına kadar sesimizin yüksek olduğunun farkında değildik. En son bize şunu dedi: “siz ne çemkiriksiniz arkadaş ya.. Keşke de küsseniz, birbirinize çemkirip 3 dk sonra bir şey yok gibi davranıyorsunuz:):):)” işte Ankaradan döndüğümüz o gün ismimiz Çemkirikler oldu:):):)

Tüm isteğimiz bu fotoğrafta olduğu gibi Hilda’nın  fotolarımızı renklendirmesiydi:) Eski Yeni diye 45likler çalan mükemmel bir yere götürmüştü Hildoş bizi. Bu kareler o geceden kalma…
Sonra Hildoş Antakya’ya geldiğinde felekten bir gece çaldık sabaha kadar birlikte:)
Canımın içi tostosum da bizi dağ  bayır demeden gezdirdi durdu o dönem:)
İçimizde bir şey kalmasın dedik ya, en büyük hayalim olan Waffle Kafemi, şenliklerde açmış bulundum Esra’yla ortak olarak:)
İsmini de Wos Waffle koyduk bu 5 günlük kafenin:)
Hayatımda yaptığım en eğlenceli en sevimli işti.. Üniversite boyunca yapmak istediğim hayali 5 gün de olsa tatmış oldum:)
4 yıldır katılmamıştık hiç bir aktiviteye okulda. Ama son sene Kırıkhan gezisine katıldık. Ve harika yerler gezdik.

 

Bunlarda sınıfça gittiğimiz Ballıöz gezisinden kareler..

 

Dolu dolu geçirdiğimiz 4 senenin sonuna gelmiştik. Mezuniyet balomuza günlerce hazırlandık ama püf diye uçtu gitti dakikalar. Ne olduğunu anlayamadan baktık gece bitmiş.
Ya işte bu cüppeleri giyip mezun olunca mutluluklar kapıları pat diye açılmıyor ne yazık ki…

 

Toz pembe yaşadığımız bir okul hayatımızı bu cüppelerle sonlandırmıştık. Geriye buraya sığmaz diye paylaşamadığım nefis fotoğraflar, anılar, mutlu komik hikayeler kaldı… Whatsapp ortaya çıktığından beri her an her saniye olur olmaz şeyler konuştuğumuz bir Çemkirikler grubumuz var. Bu sebeptendir ki kopmadık. Düğünümde yanımdalardı. Zeynep’in düğününde bir aradaydık.. Sırada Esra’nın ve Bilge’nin düğünleri var. Hayallerimiz bitmedi, mesafeler bizi ayırmaya çalışsa da birbirimize olan sevgimiz azalmadı, çemkirikliğimiz de öyle:)
Herkesin Çemkirmekten mutlu olacağı, efsane arkadaşlara daha doğrusu dostlara sahip olmasını dilerim…
Sevgiler
Mutluluk Artar Paylaşınca:)

 

Yorum Yaz