Portakalım Mehmet Bulut’um..
Çocuktum babanla tanıştığımda, yıllar sonra seni bize vereceğinden habersiz beraberce geçirdik yıllarımızı..
Çok güldük, çok eğlendik, çok gezdik, beraber büyüdük biz.
Tostos girdi hayatıma, hayatımıza.. Baban çok sevmese de bu turuncu tosbiği, ben seviyorum diye sever göründü ses etmeden izin verdi onunla yaşadığım komik aşka.
Sonra hayatlarımızı birleştirdik yıllar sonra. Parti tadında bir düğünle evlendik, külkedisinin balkabağından sihirli arabası gibi “canımın içi tostosum” götürdü bizi düğünümüze.
Evcilik oyunu gibi yaşarken artık her günü, senin ruhunu üfledi hayat içime. Canımızdan bir can oldun. Hayatımızın yeni anlamı oldun. Yaşama sebebimiz oldun. Yeni rengimiz oldun.
Her anne bir lakap ile sever karnındaki bebeği. Kimi kuzu der, kimi fasulye, kimi meleğim, kimi de bebeğim. Ben rengi turuncu diye mi, okuduğum bir yazıda “şu an bebeğiniz bir portakal büyüklüğünde” yazıyor diye mi, hayalimde canlandırdığım bebeğimi şapur şupur portakal gibi yeme isteğimden midir bilinmez “Portakalım” diye sevdim seni:) Kızmazsın umarım ilerde bana:)
Önce kız dedi doktor amcan senin için. Bir ay kızımız diye sevdik seni. İlk muzurluğunu yaptın bize. Oğlan olduğunu tüm açıklığıyla gösterdin sonra. Her ay ki buluşmalarımızda da hiç saklamadın:)
Oğlan olacağını öğrendiğim akşam rüyama geldin. Pamuk gibi bembeyazdı tenin, gözlerini kocaman açmış gözlerimin içine bakıyordun kucağımda. Şaşkındım kucağımda bir oğlan bebek olduğu için, kızım olacak sanıyordum hala. İsmi ne diye sordu karşımda biri. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan ona “Bulut” dedim.
Sabah uyandığımda babanla paylaştım bu rüyayı ve adını koyduk meleğim “Mehmet Bulut” diye..
Hamilelik adı verilen, bedenime tutunarak yaşama savaşı verdiğin bu süreçte bana hep neşe verdin. Hiç yormadın beni şükürler olsun.
Sana güzel bir hayat verebilmek için gücümüz yettiğince hazırlıklar yapmaya başladık babanla.. Oda yaptık senin için, nasıl olsun diye araştırdık. En güzeli olsun istedik. Karar verirken bile çok eğlendik.
İlk patiklerini, ilk elbiselerini elimize aldığımızda “bu kadar küçük mü” olacak diye duygulandık..
Kitaplar okudum seni en güzel şekilde doğurmak için, yoga yaptım, şarkılar söyledim sana, sağlıklı beslenmeye dikkat ettim. Ama yine de kilo aldım. Şişko Seroş oldum, ama kilolarımı seninle sevdim..
Hareketlerini hissetmek için sabırsızlandım. Bir kelebeğin kanat çırpışı gibiydi ilk kıpırtıların. Gün geçtikçe büyüdün içimde.. Hatta o kadar büyüdün ki asıl şişko sen oldun:)
Hareketlerini hissederken, izleyebiliyoruz da artık. Sadece benim kalp atışlarımı duyduğun o karanlık kese de çok sıkılıyor olmalısın ki hiç durmuyorsun:)Saklanmıyorsun da, seni videoya çekerken ya da biri hareket ediyor mu diye sorduğunda “hey ben buradayım görün beni” diye kıpırdanıyorsun.
Özgürce gel istiyorum dünyaya.. Seni olduğun o yerden çıkarıp almak yerine kendin istediğin zaman gel istiyorum kucağımıza. Bu yüzden doğum tarihini şimdiden kestiremiyorum ama kavuşmamıza az kaldı hissediyorum.
Ultrason fotoğraflarında hep babana benziyorsun. Kalbim sadece onun için atarken, paylaşacaksınız artık orayı. Kalbim ikiniz için çarpıyor artık. Sen bir aşk meyvesisin portakal. Sadece bunun için bile çok şanslısın, ben de öyle… Daha güçlü bir kadınım artık bu hayatta. Öyle ki; baban, sen ve tostosum arkamdayken daha da güvendeyim biliyorum:)
Kocaman bir ailen olacak gelince aramıza. Hepsini tanıyorsun, göbeğimin içinde konuşuyoruz seninle her zaman. Dedelerin, ananen ve babaannen, 4 teyzen ile 2 halanın yanında senin sağlıkla gelmeni bekleyen binlerce de teyzen var bu hayatta:)
Sen belkide daha doğmadan bir vosvosu olan ilk insansın. Kimseyle paylaşamadığım canımın içi yaptığım tostosu sadece sana verebilirim artık:) Canımın içi tostosum da geleceğin için oldukça heyecanlı. Bunu nereden mi biliyorum? Yazın bana hayatı zindan eden arızaları senin varlığını öğrendiğimden beri yok oldu:) Beni hiç yolda bırakmadı sen karnımda olduğun sürece, ikimizi de hiç yormadı:)
Heyecanla, merakla, sağlıkla, neşeyle, sevinçle, mutlulukla, dünyadaki bütün güzel duygularla bekliyoruz seni Portakalım, Mehmet Bulut…
Heyecanımızı bu fotoğraflarla ölümsüzleştiren sevgili Güneş Öztoprak teyzene kocaman bir teşekkür:) Doğumunda da yanımızda olacak, benden önce o görecek seni, o anı ölümsüzleştirecek inşallah. Sen de ileride ona çok teşekkür edeceksin:)
Turuncu hayatımın yeni kahramanı sen oldun oğlum. Çok bekletme bizi, sağlıkla gel…
Annen, Seroş..
1 Comment
Çok duygulandim nekadar güzel yazmışsın hislerini
Çok ama çok güzel yaaa
Allahım sağlıkla kucağına almayi nasib etsin canim. portakal çok şanslı bir bulut. Bir çocuğun en ihtiyaci olan şey sevgi ne mutlu ki sevgi deryasi gibi bir aileye geliyor. Çok mutlu olun allah sizi nazarlardan korusun. ☁